Koltuğa ilk oturduğumda bir heyecan, bir telaş bende…Rahat
ama tehlikeli geldi biraz. Burada oturduğum sürece sakin, dikkatli ve
olabildiğince mantıklı davranmalıydım kişiliğimin aksine. Ben daha tez canlı,
hareketli ve tabi ki duygusalım. Ama “yapıcam, olucak neyi başaramadım ki”
dedim. Gerçekten özgüveni sıfır biri olarak bunu içimden kimse duymadan
tekrarladım. İlk o koltuğa oturduğumda bu boyla oraya nekadar küçük geldiğimi
etrafımdaki herkes teker teker çarptı yüzüme. Evet dedim, daha önce hiç denemedim
biraz ufak kaldım ama her şeyin bir çaresi vardır. Hayatta çözüm odaklı olmak
her zaman bir avantajdır. Arkama yaslandım, koltuğa küçük gelince bu iş zor
oldu. Yastık koyduk ama yaslandım, şöyle bir havaya girdim ve…
Bahsettiğim koltuk sürücü koltuğu. Hayatımda ilk kez sürücü
kursunun aracında denedim ve ayaklarımın gaz-fren-debriyaj üçlüsüne
uzanmadığını fark ettim. Daha önce kendimi sürücü koltuğunda hayal bile
etmemiştim, hep onun yanında ki ön koltuktaydı gözüm. Hocamda bana neden
hazırlıklı gelmediğimi sordu. Bende ona ilk kez şoförlük yapacağımı söyledim.
Kabanımı katlayıp arkama koydum ve kontağı çevirdim…
Bilenlere basit bir hikaye gibi gelecek ama araç kullanmayı
öğrenmek benim için çok önemli süreçti. Zordu ama çok keyifliydi. Haftalarca
derslere gidip yazılıyı 90’la geçtik biz iki kardeş. Direksiyona başlayınca her
şey değişti. Alıştığımın aksine bu sınavda kağıt-kalem-sayfalarca not-ezber
yapma yok. El becerisi-kıvrak zeka-refleksleri yerinde kullanma ve buna benzer
nice özellik gerekiyor. 6 saatlik kurs yetmeyince 4 saatte ek ders aldım. Eee
sınavada dünya para vermişiz, kalmayı kim göze alır. Yağmurlu soğuk bir günde
girdik sınava kardeşceğizimle. Ben arkama koymak için elimde kocaman bir
yastıkla, hem heyecandan hem soğuktan titrerken adımı söylediler. Araca
yerleştim. O gece rüyamda emniyet kemerini takmayı unutuyordum. O yüzden önce
kemerimi bağladım. Herşeyi ayarladım
derken araba bir türlü hareket etmedi. Debriyajdan ayağımı çekiyorum ama
gitmiyoruz. Herkes beni beklerken yan tarafıma baktım ki vitesi 1’e almayı ve
el frenini indirmeyi unutmuşum. Tabii ben kriz insanıyım. Hiç çaktırmadım ve
dedim ki “biraz heyecan var ancak sakinleştim şimdi kalkabiliriz.” Yokuşta iki
kez, ışıklarda akan trafikte bir kez stop ettirmeme rağmen güzel manevralarım,
sakin olabilmem ve başarılı park edebilmem sayesinde sevgili heyet beni ilk
denememde geçirdi. Akşama kadar midemde sancılarla bekledim bu haberi. Çok
basit bir olay gibi görünse de ehliyet alma süreci komik ama bir o kadar da
gerilimliydi benim için. Artık hangi makine alet varsa kullanırım, ben bile
otomobil kullanmış insanım diyorum. Bu da bir özgüven getirdi hani. Çok sevgili can dostum da aynı dönemde aldı
benimle. O da park ederken kornaya basan, ama elinin kornada olduğunu fark etmeyip
“ kim bu kornaya basan sabırsız” diye söylenen bir şoför. Gözümden yaş gelene
kadar gülmüştüm dinlediğimde. Ama o da başarısını kanıtladı ve aldı ehliyetini.
Bizler için unutulmaz, hatta blog yazmaya bile konu olacak kadar önemli bir
başarı diyelim ve bitirelim J Bu arada eğlenebilmek adına paylaştığımız şeyler, hemcinslerimize moral olsun diye. Biz bu dalga geçmelere rağmen başarmışız unutmayın :)
Allah kazasız belasız günlerde kullandırsın her birimize. Amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder