Kimileri hayat boyu yanlış
yüzyılda doğduğuna inanır. Ben de biraz öyle düşünenlerdenim. Zaman
zaman ‘çağa ayak uyduramayan’ bir yabancı misali… Geçmişe ilgi duyan herkes
bilir ki aslında ne varsa eskilerde vardır.
Bakın gidelim 70’li 80’li yıllara; ne dolu dolu geçen
hayatlar var oralarda. Önce bilgisayardan uzaklaşın ve daha eski teknolojik
aletlerimizden olan radyoya yönelin. Tabi televizyon yada internet üzerinden
dinlemeyi tercih etmiyor ve hala evinizde bir radyo bulunduruyorsanız. O radyo
bizler için değil belki ama anne ve babalarımız için hala ayrı bir kıymetlidir.
Gençliklerine dönüp şöyle bir anımsarlar severek dinledikleri sanatçıları,
onların kasetlerini… Dinledikleri hikayeleri, arkası yarın gelecek
seslendirmeleri… Sadece dinleyerek
hayallerinde canlandırdıkları karakterleri ve çok daha fazlasını.
Şimdi yazlık sinemalardayız. Modern ve ergonomik tasarımlı
rahat koltuklar yok. Ahşap ve düzensiz sandalyeler, çekirdek yiyerek gazoz içen
ve bir sonraki hafta yeni gelecek filmi sabırsızlıkla bekleyen gençler ve
sinemaya yeni gelecek filmi kamyonlarla, sokak aralarında duyuran haberciler
var. Ve tabi ki gösterime girmiş nice Yeşilçam Klasikleri…Yeşilçam tutkunu
olarak benim favorim başrolünde Gülşen Bubikoğlu ve Tarık Akan’ın oynadığı “Ah
Nerede” filmi. Ayda bir izler, unutanlara şiddetle tavsiye ederim.
Artık televizyonlar yaygınlaştı. Neredeyse her evde bir tane var. Önünde anahtarı bulunan ve kilitlenebilen türden farklı aletler. Filmler bundan sonra bir evde toplanılarak her gece izlenir oldu. Tabii devlet kanalımız olan TRT’nin saatler süren klasik müzik konserinden sonra. Şimdikinden farklı olarak birbirini görmeye bahane arayan insanları biraya getirmesi açısından bu da masum sayılabilir.
Sonuçta o dönemi anlamaya çalışmak ayrı bir beceri istiyor ne yazık ki. Biz akıllı telefonları,tabletleri hayatımızdan çıkardığımızı bile düşünemiyorken;boş zamanlarına bir fincan sıcak çay ve bi dolu sohbet eşlik eden bir kuşaktan bahsediyoruz. Koca bir nesli bu kadar kısa anlatmak tabii ki mümkün değil ama bunlar kurdukları iletişimi anlamak için yeterli gibi görünüyor.
Şahsım adına söylemeliyim ki; teknoloji düşmanı değilim belki ama bu aşırılıktan boğulmuş, geçmişe meraklı, tarih kokan her şeye ayrıca ilgi gösteren bir “eski kafalıyım.” Neyse ki hayatı güzel kılmak için hala birçok güzel hatıraya sahibiz…
kesinlikleee doğru muhteşem bir yazı tek kelimeyle bayıldım.... :)
YanıtlaSilsaatlerce anlatılacak, okunacak bir konu eskilerin tadını arayanlar yada merak edenler için.. paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSiltelevizyonlara güzel bir gönderme olmuş videonun tadı damagımda kaldı filmi baştan izledim :)
YanıtlaSil