11 Temmuz 2015 Cumartesi

AMAÇSIZCA KONUŞMAK...


Dertleşmek güzel, karşında oturan ve dinleyen varsa. Öyle sabırla falan değil gerektiğinde eleştirerek, kızarak, akıl vererek dinleyen biri. Her zaman olmasa da çoğu zaman bu tavırla dinlemeye çalıştım insanları. Sorunu dinleyip çözüm arayarak, bir çıkışın olduğuna inanarak…

Neyse şimdi bu kelamın arkasından dertlerimi anlatmayacağım. Tespitlerimi paylaşacağım. Benim en temel sorunum insanlarla mesafelerimi ayarlayamamam. Sanki tüm dünya bunu başarıyor da bir ben yapamıyorum gibi bir şey. Samimiyet iyidir, güzeldir değil mi? Herşeyi tüm samimiyetiyle paylaştıkça insan, sonra arkasını toplaması da zor oluyor. Senelerce görmediğin, görüşmediğin insanlar vardır çocukluktan yadigar. Büyüyünce bir bulursun dersin ki aradan onsuz geçen onca seneye yazık! Sonra bir samimiyet… Derken yine sevdiğim bir sözü yaşarken bulursun kendini “fazla aşk, tez ayrılık getirir” Beraber yer içerken bir kızarsın, kendi çapında bir küsersin falan. Ne olduk ya der durursun.

Dedim mi, dedim bende. Hayır demeyi başaramadığımdan ve bence insanların haddini bilmesi gerektiğini onlara belli edemediğimden, hayatımdaki herkes bana karşı haddini aşmıştır. Bir kaçı hariç. Anlıyorum ki insanlar hemen tanınmaz, tanısan da hemen teslim olamazsın. O yüzden kim nerede durmalı bunu en başta belli etmek gerek. Hem kalbinde hissetmeli hem o şahsa hissettirilmeli bu değerler.

İyi ki dert anlatmadım yani. Ramazan ayının da sonlarına geldik. Nasıl geçti tabi ki anlamadık. Öylesine hızlı, öylesine yorucu. Bugün güzel dostlarla güzel mekanda güzel bir iftar planladık. Biz öyle herkes gibi nerede ne yiyip içtiğimizi paylaşmayız, sevmeyiz bu tavırları. Teknolojiden uzak, birazcık eski kafalıyız iyiki de öyleyiz J

Oruçtan aldığımız feyiz ve irade gücü bize, ramazan ayının bereketi evlerimize kar kalsın, eğer yaşarsak önümüzdeki 11 ay ramazanın birleştirici gücünü aratmasın. Elveda ey şehr-i  sıyam…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder