Son haftalarda havalara ne oldu diye sıkça sorar olduk
birbirimize. Dün güneşli, pırıl pırıl bir güne uyanıp; bugün üzerimizde gezen
kara bulutları görmek bizi de kararsız bırakıyor. Yaz mevsimini sevenler olarak
bizler aslında bu havalarda kaybediyoruz kendimizi. Güneşi gören kendini dışarı
atmak istiyor fakat gitmesi gereken bir okulu, yapması gereken işleri olduğunu
hatırlayınca her şey gözümüzde kararıyor yeniden. Çünkü bizler fark etmeden
mutlu olmaya değil, mutsuzluğa bahane arıyoruz.
Küçük bir araştırmayla hava durumunun üzerimizdeki etkilerine bilimsel açıdan yaklaşmak mümkün. Doktorlarımız gün ışığının fazla olduğu bahar ve yaz aylarında çalışma isteğimizin düşebileceğini doğruluyor. Aynı şekilde kapalı ve yağışlı günlerde de motivasyon kaybı yaşayabileceğimize değinilmekte. Peki biz ne zaman çalışma isteği ve hayat enerjileri yüksek bireyler olmayı başaracağız?
Mümin Sekman’ın “ Herşey Seninle Başlar” isimli kişisel
gelişim kitabında bu konu çok güzel ele alınmış. Okunması gerektiğini
düşündüğüm bu güzel kitabı anlatmak yerine küçük bir tavsiyeyi paylaşacağım:
“ Kendinizi çok fazla şımartmayın J İsteklerinizi bu kadar
önemsemeyin. İstekleriniz gölgeniz gibidir, peşinden koştukça daha fazlasını
ister,ona sırtınızı dönüp yürüdükçe peşinizden gelirler.Gözünüzü hayal
ettiğiniz hayata dikin ve yürüyün, gölgeniz peşinizden ister gelsin, ister
gelmesin.” diyor Mümin Sekman…
Evet belki kendimize bu kadar katı davranmayı başaramayız
ama bütün isteklerimize de boyun eğemeyiz. O zaman doğan güneşe, yağan yağmura
suç atmak yerine isteklerimizi kontrol etmeye çalışmak bize şart olmuş durumda.
Bunları yaparken hayattan zevk almak ve bir defa yaşayacağımızı unutmamak da…
Bu pozitif bakış açısıyla bakmayı öğrendiğimiz güzel günlere
gülümseyerek diyelim ki;
“En büyük bilgelik, neyi ihmal etmemek gerektiğini
bilmektir.”
Bu içten ve sıcacık yazıdan üzerimize alınacak cümleler var. Hoş bir yazı olmuş:)
YanıtlaSil