26 Mayıs 2014 Pazartesi

ACILARIMIZ, KAYIPLARIMIZ, KAYBETTİĞİMİZ İNSANLIĞIMIZ

Son zamanlarda birşeylere gülümserken uzuuun uzun düşünür olduk. Memleketimizde yaşanan onca cinayet, yok olup giden masum canlar.. Hele ki çocuklar kanayan yaramız oldu. Derken bir maden faciası.. Soma'da yaşanan can pazarı. Boğazımız düğüm düğüm izledik dinledik haberlerini hayatını kaybeden ekmek parası peşindeki işçi abilerimizin... Mısır'da Suriye'de de yapılan katliamlar, yok olan günahsız canlar diğer yandan içimizi acıtıyor... Sayarak bitirebilir miyiz acılarımızı kederlerimizi bilemedim. Dualar, bütün bu ölümlerin, yıkımın, savaşın,zulmün sona ermesi için başlayıp bitiyor artık. Takdir-i İlahi... Bunu unutmamak gerek ama bu da sıradanlaşıyor. Hatta canı yananlar için dua etmek bir rutin haline geliyor, yüreğimizi yeterince sızlatamıyor. Çünkü biz merhameti olmayanları görerek, işiterek, örnek alıp taklit ederek onlar gibi olmaya başladık. Vicdanımızı kaybediyoruz. Yüreğimizde çoğalacak sevgimizide, insanlığımızıda... Çok yakın zamanda terör olaylarının sona ermesi nefes aldırmışken daha da kötüye gittik;  hem ülke olarak hem dünya müslümanları olarak. Bunlara asla siyasal açıdan bakmamalı. Acının rengi, dili, siyaseti olmaz.Fakat bahsettiğimiz bütün bu olaylar ve insani duygular maneviyatımızla, haksız yere ölen her insanın hesabını bizim de vereceğimiz ebedi hayatımızla alakalı. Bu yüzden dilimizden gelen tek çare dualarımız. Gücümüzün yetmediğine sonsuz güç sahibinden deva istemek ve beklemek...

KARINCANIN DA DEDİĞİ GİBİ HANGİ TARAFTA OLDUĞUM BELLİ OLSUN.


Bu arada bahsetmek istediğim kısa bir not vardı. Minnet kelimesinin aslen Arapça kökenli olduğunu ve aslında bizde ki anlamıyla aynı olmadığını öğrendim. Bizde yapılan iyiliğe karşı duyulan şükran anlamında minnet... Asıl manası ise yapılan iyiliği yüze vurmak, başa kakmak. Aradaki tıilişkinin adını koyamadım. tam bir tezatlık yok, aynı anlamda zaten değiller fakat anlatılması güç bir ilişki var iki mana arasında. Kullandığımız haliyle minnet benim için önemli bir duygu. Her işimi kendim görmeye alıştığımdandır ki kimden yardım alsam kendimi borçlu hissediyorum.Bunu nasıl ödemeliyim diye düşünürken kimseden birşey istemenin bana göre olmadığını hatırlıyorum. Ama artık minnet duyulacak insanda az. Arada sırada yaptıkları "kıyakları" aylarca kafamıza kakıyorlar. Haliyle Arapça manada onlar bize minnettar oluyorlar, öyle değil mi? İşte böyle değişik birşey var ortada. Amacım dil bilgisi dersi vermek değil elbet, etrafınızda sizin minnet duyacağınız birileri kaldı mı onu düşündürmek. Nekadar güçlü olamaya çalışırsak çalışalım şunu en içten şekilde söylemeliyim, en güzel minnettarlık size verilen sevgiye karşı duyulandır.Herkes her işten karşılık beklesin kızarız, eleştiririz. Ama bize bizi çok seven, değer veren ve buna karşılık bekleyen güzel yürekli insanlar gelsin. Böyle minnettarlığa can kurban.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder